Televizyonda bir yarışma programına katılan yarışmacılar kendilerini tanıtırken biri; evliyim bir kızım var ve bir de oğlum var ama 4 bacaklı ifadeleri ile kendini tanıtıyor. Anlaşıyor ki bu dört bacaklı dediği bir hayvan ve muhtemel ki ya bir kedi veya bir köpek.

Benim şahit olduğum bir olaydan bahsederek yazımızın konusuna giriş yapacağım. Yeni bebekleri olan genç bir çift kardeşimiz yürüyüşe çıkmış. Hanımefendinin kucağında bir köpek yavrusu, beyefendinin kucağında bir 3-4 aylık bebek var. Bu görüntü beni çok rahatsız etmişti ve halen de etmeye devam ediyor.

Yarışmacı anne evladı ile bir hayvanı söylemde de olsa eşitlerken, genç çiftimizde 3-4 aylık bebeği yerine bir köpek yavrusunu kucağında taşıyan hanım kızımızın anne duygusunu sorgulamak zorunda kaldım.

Annelik görevini lâyıkıyla yerine getirebilecek hasletlerle bezenmiş bir anne için, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Cennet, annelerin ayakları altındadır.”

Burada annelere has bir değer söz konusudur. Bu değer de annelerin cemiyet içerisindeki en mühim terbiyeci olma vasıflarından dolayıdır.

Bizleri önce bir müddet karnında, sonra kollarında ve ölünceye kadar da kalplerinde taşıyan annelerimize gösterilecek sevgi ve saygıya ortak olabilecek başka bir varlık yaratılmamıştır.

Ev tanzimi ve evlât terbiyesini omuzlarına alan anneler; cidden engin bir muhabbete, derin bir saygıya ve ömürlük bir teşekküre lâyıktırlar.

Allah (cc) insan için ne diyor; Kuran-ı Kerim’in İsra Suresi 70. Ayetinde de ‘’And olsun ki, biz insanoğullarını şerefli kıldık, onların karada ve denizde gezmesini sağladık, temiz şeylerle onları rızıklandırdık, yaratıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık. ‘’

  1. Âlimleri bu ayet nedeni ile insanı ‘’EŞREF-İ MAHLÛKAT’’ yani ‘’YARATILANLARIN EN ŞEREFLİSİ’’ olarak ifade etmektedirler.

Değerli okurlar, geçtiğimiz aylarda Kurban Bayramı dolayısı ile köyüme gittim. Ablamın evi ile yan yana olan evlerimizin önünde de geniş bir bahçemiz var. Kapının önünde gündüz bağlanan akşam serbest bırakılan bir köpekleri var. Ahır da yeni yavrusu olmuş bir büyükbaş hayvan ile 4 adet keçi hemen onların yanında anneleri ile gezen civcivler ve tabi her iki evin önünde vazgeçilmez olan kediler mevcut.

Bayram nedeni ile köye gelen tüm aile bireyleri gün boyu bu hayvanlarla beraber yaşıyorlar. Kimisi onları seviyor, kimisi onları doyuruyor, kimisi onları gezdiriyor ve herkes hayatından memnun. Hiç kimse, kimse ile kavga etmiyor. Herkes kendi yaradılışının gereğini yapıyor. Anadolu coğrafyasının tamamında bu yaşam vardır ve insanlarımız ile hayvanlar arsında hiç sorun yaşanmaz. Oralarda tüm canlılar kendilerine tanımlanmış yaşam biçimleri ile hayatlarını devam ettirmektedirler.

Allah tarafından ‘’EŞREF-İ MAHLÛKAT’’ olarak ifade edilen insan için bizim Anayasa’mız ne diyor birde ona bakalım. MADDE 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Devlet insanının yaşam hakkını korumak için gerekli önlemleri almak zorundadır.

İsmini doğru koyarak sorunu tanımlayalım. Bu gün yaşanılan sorunun adı SOKAK KÖPEKLERİ SORUNU. Sokakta yaşayan başka hiçbir hayvanla kimsenin sorunu yok.

Peki, neden büyükşehirlere gelince insan ile hayvan arasında sorunlar yaşanıyor. Daha doğrusu başıboş sokak köpekleri ile insan büyükşehirlerde niye sorun yaşıyor. Buralarda kedi yok mu, var. Buralarda insan ve köpek dışında yaşayan başka canlı yok mu, var. Öyle ise bu sorun nasıl oluşuyor, niye devam ediyor ve neden çözülemiyor.

Birincisi MAMA LOBİSİNİN kamuoyunu manipüle etmesi. Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) tespitine göre Raporda, hayvanseverlik adı altında faaliyet yürüten STK'ların mama üreticileriyle ilişkili olduğu tespit edildi. Bağış adı altında toplanan milyonlarca liranın da şirket kasalarına gittiği belirlendi. Rapor kapsamında finansal hacmin 460 milyar lirayı bulduğu belirlenmiş. Vatandaşların duyguları istismar edilerek toplanan para miktarı da dudak uçuklatıyor. En çok bağış toplayan 21 derneğin kasalarına 2021-2024 yıllarında giren para miktarı tam 205 milyon lira.

İkincisi yerleşim alanlarında hayvan besleyenlerin tutumları. İnsanların gün içerisinde en çok kullandığı alanlarda beslenen bu sokak köpeklerini başka yerde besleyin dendiğinde hemen vatandaş ile ilgili suç duyuruları, sosyal medyadan linç girişimi başlatılıyor ve sonuçta vatandaş da bunlarla uğraşmaktan vazgeçiyor. Okul ve çevresi, Cami ve çevresi, Alış Veriş Merkezleri ve çevreleri ile sitelerde blok yapıların bahçeleri sokak hayvanlarının doğal yaşam alanları olmamasına rağmen buralarda besleme yapanlar elde ettikleri gelirden olmamak için bu alanları işgal etmiş kişilerden oluşuyor.

Öyle ki bir hayvan sever dernek başkanı yerel yönetimler tarafından yapılan barınakları NAZİ KAMPLARI diye yorumluyor, bir başkası yapılan barınakları işkence haneye benzetmektedir. Köpekleri barınaklara alarak beslenmelerinin orada yapmaları istenmesine rağmen bunu kabul etmemektedirler.

Üçüncüsü ise yazın alınıp mevsim sonu sokaklara bırakılan köpekler. 3-4 aylık bir yazlık bahçe yaşamı için köpek besleyenler sezon sonu bu köpekleri sokaklara bırakarak bu sorunun büyümesine neden olmaktadırlar.

Mama lobisinin kurbanı olan bu zavallılar (sözüm ona hayvan severler) köpekleri beslemek için öldürülen başka bir hayvan (tavuk, büyük ve küçük baş hayvan) hakkından hiç bahsetmezler. NİYE?

Özetle MAMA SEKTÖRÜ çökertilmediği sürece bu sorun büyüyerek devam edecektir.