ÇÜRÜYEN TOPLUM

 

Koca şair diyor ki;

Sahnede ekranda hıyar dinleriz
Deliye, densize uyar dinleriz
Saçma çığlıkları duyar dinleriz
Şarkı avrupalı, saz avrupalı

Geçtiğimiz günlerde kimi restoranlarda domuz eti kullanıldığı öğrenilmiş ve uzunca bir süre tartışmalara neden olmuştu.

İşte o olayın ikinci gününde isminin önünde bir sürü sıfatı olan zibidinin biri, bu haberi televizyonda sunduğu bir programın gündemine almış tartışmaya başlamadan önce ‘’domuz eti insan sağlığına zararlı mı?’’ diyerek programı başlatmıştı.

Bu alçağın alçağı, eşşek gibi biliyor ki domuz eti İslam inancına göre haram kılınmıştır. Bu züppeye o programa katılanlar demiyor ki Allah’ın haram kıldığı her şey insan sağlığına zararlıdır. Onlarda sözüm ona dini bütün muhafazakâr pozlarında haftanın hemen hemen her günü televizyonlarda boy gösteren kişilikler. Müslüman bir ülkede Allah’ın emrine aykırı, onu yok etmeyi görev addetmiş bu pisliklere orada cevap veremeyen bu biçareleri dinleyince bu toplumun çürümeye başladığına şahit oldum.

………………………………………………………………………………………………………………………

Yine koca şair ile devam edelim mi? Diyor ki koca şair;

Herkes soyunuyor açılmıyor ki
Sokakta boynuzdan geçilmiyor ki
Müslüman gâvurdan seçilmiyor ki
Şekil Avrupalı, poz Avrupalı

Yine geçtiğimiz günlerde bedenini fütursuzca sergileyen bir sanatçı bozması rol aldığı bir filmi Tik Tok denen sosyal medya platformunda müstehcen bulunup yasaklanınca demiş ki; ‘’Bu platformlar özgürlüğü savunduğunu söylemiyor mu?’’ devamı var da ben buraya yazmayacağım. Zavallı özgürlüğü nasıl anlamış.

Sanat dünyasına adım attığı günden beri sahnede ki fütursuz davranışları ile Anadolu insanını üzen bu ve benzeri ahlak yoksunlarına da maalesef batılı devletlere şirinlik yapacağız diye devlet olarak da engel olamıyoruz. Ne bu milletin inancına uygun ne de kültürüne yakışır hiçbir yaşam biçimi olmayan bu tipleri gördükçe insanın midesi bulanıyor.

Bu yazıyı yazmayacaktım ama bu ahlak yoksununun yanında ki rol arkadaşı da tepkisini sözüm ona ‘’hepimiz aşk sahnelerinin eseriyiz’’ diyerek yaptıkları ahlaksızlığı bu milletin en müstesna kurumu olan AİLE ile temizlemeye çalışıyor.

O tertemiz kurumun en müstesna yeri olan yatak odasını yosmaların ve bir geceliklerin şişkolarla vakit geçirdiği loş odalarla eşitleyerek inananları rencide ettiğini ya düşünemiyor ya da kendisine biçilmiş rolü oynuyor.

Ahlaksızlığın ve hayâsızlığın fütursuzca yaşandığı ve hiçbir tepki ile karşılaşmadığı bu toplum çürümüyor mu?

………………………………………………………………………………………………………………………….

 

Yine geçtiğimiz günlerde haber kanallarına düşen bir olay, yasak ilişkiden doğan çocuğunu boğarak öldürmüş bir anne(!). Gerçekten bu kadın bir anne mi, yoksa günümüzde her türlü hayasızlığı, çağdaşlık ve özgürlük adı altında bizlere pazarlayan propagandanın kurbanı mı? Evlat yerine hayvan besleyip büyütmeyi tercih eden insanlardan ne beklenir. Yaşamın bütününü para, koltuk, isminin önüne bir sıfat kazanmak için tüketen bunların dışında insanlığa dair en ufak bir mücadelesi olmayan bir toplumdan ne beklenir.

Bu toplum değilmidir ki Narin kızımızı öldüren ve dilleri lal olan koskoca bir köyden ses çıkmıyor. Üç beş kuruş uğruna hastanelerde bebekleri öldürenler, öldürülmesine göz yumanlar, o katillere bu kuruluşları kiralayarak o cinayetlere ortak olanlar hala bu toplum nezdinde itibar görüyor ise bu toplum çürümüyor mu?

Fuhuşa sürüklenen kız çocuğu annesine benim bedenim, benim hayatım siz karışamazsınız diyerek anne sevgisini yitirmişse, esrar bataklığına düşmüş delikanlı senin zamanında yaşamıyoruz baba diyerek babasına saygısını yitirmişse bu toplum çürümüyor mu?

……………………………………………………………………………………………………………..

Ni ye mi? Bir toplumu kurtaracak olan ilim adamları yani alimlerdir. Kimdir bu alimler, kendilerinden öncekileri örnek alıp kendilerinden sonrakilere örnek olanlardır. Yaptıkları ilim ile etraflarını aydınlatan, öğrettiklerini ve söylediklerini kendi hayatlarında tatbik edenlerdir onlar. Ulaşılabilir ama harcanamaz olanlardır onlar. İlmin onurundan taviz vermeyip riya ile vakar arasında kini görebilenlerdir onlar. Dünyaya tenezzül etmeyip kimseye minnet duymayanlardır onlar. Kibri yanlarına yaklaştırmayıp tevazu içinde yaşamayı becerebilenlerdir onlar.

Ama bizim alimler nasıl, bu çürüyen toplumun çürüme sebeplerinin en tepesinde birinci sırada yer alıyorlar.

İşte koca şair anlatmış;

Âlim derler, bakarsın sözü kelâmı cahil
Yazar derler, yazar da.. özü kalemli cahil
Diplomayla, unvanla kazanmış cehaleti
Gidip aynaya bakmaz, sayar âlemi cahil..

 

Çürüyen toplumda ayakta kalabilenlere selam olsun……………………..