BUNAKLAR RESİTALİ

 

Bunak kelimesi dilimizde zihnin, zekanın ya da aklın görevini tam yapamaması sonucu meydana gelen bir hastalığa yakalanan kimseler için söylenen bir kelimedir.

Tabii biz bu yazımızda fizyolojik olarak bu rahatsızlığa yakalanan vatandaşlarımızı tenzih ederek siyasi anlamda bunaklık yapanlardan bahsedeceğiz.

Gazi Mustafa kemal ATATÜRK, kurtuluş savaşını başlatırken memleketin o anki durumunu bilenlerle yaptığı bir söyleşide “Ordu yok! dediler; “Kurulur” dedi. “Para yok! dediler; “Bulunur” dedi. “Düşman çok! Dediler; “Yenilir!” dedi. Bu söz inancın, öz güvenin, cesaretin bir bedende vücut bulma şeklidir.

İşte yazımızda tam bu sözün meyvesinin olgunlaşıp tüm dünyaya genç Türkiye Cumhuriyeti’nin armağan edildiği tarihe rast gelmiş olması da inanın planlanmış bir durum değildir.

Karadeniz havzasında bulunan ve 21 Nisan 2023 tarihinde karaya ulaştırılan doğalgaz için de aynı Gazi’ye dedikleri gibi bulamazsınız dediler, çıkartamazsınız dediler, getiremezsiniz dediler ve nihayet inanın Türkiye’yi yönetmeye talip bir siyasi partinin başında bulunan hanımefendi ‘’….Ama inşallah Putin’in BOTAŞ’ın borçlarını ertelemesinden kaynaklanan yine Putin tarafından yapılan bir kıyak değildir. Çünkü birçok şey yalan çıktığı için hafif bir şüpheye doğru gidiyor, insan devamlı aldatılınca, ama umuyorum, diliyorum Karadeniz gazıdır…’’ dedi.

Bu hanımefendi Türkiye Cumhuriyetine, Türkiye Cumhuriyeti Kurumlarına, Türk insanına ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temsil makamı olan Cumhurbaşkanlığı makamına inanmadığını ortaya koymuş. Bunlar önemli, bir siyasetçinin yapmaması gereken hatalar. Bizim için de önemli değil, çünkü bu hanımefendinin siyasi hayatında ne kadar yalpaladığını, olaylara ve yaşanılanlara ne kadar çarpık baktığını biliyoruz ama, yukarıda ifade edilen söz, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dünya kamuoyuna yalan söylediğinin beyanıdır. Bu akıl almaz bir ahmaklık ve gaflettir.

Çok değil bu hanımefendi daha 2 gün önce bir televizyon kanalında ‘’Benim hayatımda gizli saklı işler yok, arkadan dolanmam’’ ifadeleri ile güya iktidarı suçlamıştır. Tabi hala kumar masası diyerek kalktığı o altılımı, yedilimi kaçlı olduğu belli olmayan masaya dönme gerekçesini görmezden gelir isek. Yine başka bir partinin mensubu büyükelçilerin prensleri iki belediye başkanını millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı ve o belediye başkanlarının mensubu oldukları Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sn.Kemal KILIÇTAROĞLU’na karşı santraç oyununun piyonları olarak kullanması arkadan dolanma değil ise.

Sadece o mu? Hayır, isminin önünde parti mensubiyeti olanlar, isminin önünde gazeteci sıfatı bulunanlar, isminin önünde bilmem hangi mesleğin mensubu olanlar ve bunların dışında da bu vatana ve bu millete hain olanların tamamı Karadeniz havzasında bulunan doğalgaz ile ilgili olumsuz, umutsuz, sorumsuz, akıl ve ahlak dışı bir sürü beyanlarda bulundu. İsmi Şirin olan bir lüzumsuz ise ‘’Ve kanal İstanbul bunun için gerekli denilecek’’ diyerek, gazetecilikten başka her türlü manipülasyon mimarı olan bayan Nevsin ‘’Bulunan gazdan fazla verilen ‘’gaz’’ yarardan çok zarar getiriyor’’ demiş. Bir de Cumhurbaşkanına hakaretten soruşturmaya götürülürken ters kelepçe resitali sunan şimdinin taze milletvekili adayı Sedef KABAŞ var ya ‘’320 milyar metreküp doğalgaz, vermiş gazı’’ diyebilecek kadar hafif meşrep bir ifadeler ile bu milleti hiç tanımadıklarını ve bu toprakların çocukları olmadıklarını ortaya koymuşlardır.

Niye yazımızı bunaklar resitali diyerek yayınladık. Siyasi iktidar gece gündüz Türk insanının yarınları için çalışırken, gazetelerde, televizyon canlı yayınlarında, sosyal medyada bir sürü andaval, bölücülere hürmet ve itibarda yarışanalar, kendi insanının başarısını görünce bu seferde başladılar bu iktidarın değil Türkiye Petrollerinin bir başarı imiş. Bu bir devler başarısıdır. İktidarın hanesine bir siyasi başarı olarak yazılmaz mış. Hele bir eski devlet bakanı var ki evlere şenlik mösyö önce diyor ki, bu AKAPARTİ’nin bir başarısı değil, bu devletin bir başarısıdır dedikten 4 satır sonra petrolün bulunduğu dönemde eski Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat ALBAYRAK’ın başarısı imiş. Adamı gördükçe tiksiniyorum, ismi aklıma geldikçe iğreniyorum. Şimdi tutacaksın bunun gibilerin kulağından o yanan doğalgazın yanına götürüp tam o haram dolu midesine okkalı bir darbe indirip o bakana o görevi veren ve bu ve benzeri projelerin arkasında siyasi irade olmadan yapılamayacağını öğreteceksin.

Özellikle son günlerde, Türk firmaları ve Türk İşadamları ile Türk Mühendisleri tarafından projelendirilip, yapımı tamamlanarak ilgili devlet kurumlarına teslimi yapılan, otomobil sektöründe, savunma sanayinde, enerjide ve diğer sektörlerde ki yükseliş dışarıda endişeye, korkuya neden olduğu için hemen içerideki kravatlı eşkıyaları devreye sokularak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni itibarsızlaştırmak, geri adım attırmak ve Türkiye’nin bu yükselişini durdurmak için, kendi başlarını dik tutamayanları milletin başına bela etmişlerdir.

Sadece içeride mi bu yükselişi durdurmak için fikir birliği, eylem birliği ve iş birliği yapan bu küstahlar yabancı basın ve televizyon kanallarında Türkiye’ye kin kusmaya başlamışlardır.

Bakın aynı oyunu savunma sanayinde Türkiye’nin yakaladığı yükseliş için de yapıyorlar. Özellikle dünyada bir marka haline gelen ve tüm dünya silah endüstrisisinin korkulu rüyası haline dönüşen BAYKAR TEKNOLOJİ ile ilgili önce yaptığı onca aracın yerli olmadığı iddia ettiler, bunu bu aziz millet yutmadı, sonra devlettin kaynaklarının buraya aktarıldığını söylediler, yalan olduğu ortaya çıktı, şimdi de seçilmeleri halinde İHA’ya SİHA’ya dokunacağız diyerek tehdit etmeye başladılar.

Hatta yine yazımıza konu olan o bunaklardan bazıları millet soğan patates derdinde bunlar İHA-SİHA yapıyor ne gerek var diyerek ahmaklaşmanın zirvesine çıkmışlardır.

Bir seçime gidiyoruz, seçim Cumhuriyet ile yönetilen ülkelerin vazgeçilmez olgusudur. Millet iradesinin şekillenerek yürütmenin başına geçip bu güzel memleketin insanlarını mutlu, huzurlu, saygın ve gelecek yıllara güvenle bakabilmelerini sağlamak isteyenlerin yarıştığı bir maratondur seçim.

Peki böyle mi, CHP Genel Başkanı Sn.Kemal KILIÇTAROĞLU durup dururken ‘’alevi’’ olduğunu ifade ederek gençlerden seçimlerde destek istemiştir. Bir gün önce şu cümlelerle "Sevgili halkım son yıllarda ne zaman seçim konuşsak saray ne zaman seçimi kaybedeceğini görse Kürtlere toplu bir yaftalama, terörist muamelesi yapma durumu başlıyor. Utanç verici. Gerçekten de utanç verici. Şu anda milyonlarca Kürt'e terörist muamelesi yapılıyor.’’ diyerek, hiç kimsenin HDP=KÜRTLR demediği bir ortamda sanki devlet vatandaşları arasında kimlik üzerinden bir ayırım yapıyormuş gibi bir beyanın hemen ertesi günü “İlk oyunu verecek olan sevgili evlatlarım, ben Aleviyim. Hak Muhammed Ali inancı ile yetişmiş samimi bir Müslümanım...’’ beyanı ilk okunduğunda kulağa ve göze hoş gelen sözler olarak görülebilir. Ancak bu tanımlamaları yapıp bu azizi vatanın evlatlarını kimlik ve inanç üzerinden kategorize edip Artık kimlikleri konuşmayacağız, başarıları konuşacağız. Artık ayrışmaları ve farklılıkları konuşmayacağız. Ortaklıklarımızı ve ortak hayallerimizi konuşacağız….. Alevi olmaz diyen bu sisteme, doğru olan, dürüst olan, ahlaklı olan olur, diyecek misin? Son bir el verecek misin? Bu ayrıştırıcı sistemi kökünden yıkmaya hazır mısın?”

Neresinden bakarsanız bakın sorunlar yumağı bir açıklamalar silsilesi. Bu millet Anadolu’yu vatan yaptığı günden bu güne kadar, bu topraklarda yaşayan hiçbir kimseye ön yargı ile bakmamıştır.

Her ifadeleri kürt kelimesi ile başlayarak kürtcülük yapan HDP.nin kurumsal yapısında görevli olanların bu ülkenin geleceği ile ilgili hezeyan dolu sözlerini görmezden ve duymazdan gelen Sn.KILIÇTAROĞLU, bu yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin yanında Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’de kimyasal silah kullanmıştır diyen ve haklarında soruşturma başlatılan Türk Tabipler Birliğine destek açıklamaları yapmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerini Suriye’de işgalci diye niteleyen ifadeleri göremeyen Sn.KILIÇTAROĞLU, ermeni soy kırımı ile ilgili bu aziz milleti suçlayan partisinin il başkanını görevden alamamıştır. Doğru olan, dürüst olan ve ahlaki olan bu aziz vatanın birliği ve toprak bütünlüğünü savunmak değilmidir?

Niye bunaklar resitali diyoruz güya HDP Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş bir siyasi parti imiş. Onun için hakkında açılmış kapatma davası hukuksuzmuş. Buna kargalar bile gülüyor.

Cumhuriyetin kazanımlarını kullanarak vatandaşları terör örgütü aracılığı ile silah zoru ile tehdit edip oya devşiren HDP.nin TBMM.deki varlığı dokunulmaz olur mu? Bu ifade bir grup cinayet şebekesinin parlamentodaki temsilcilerini kanunun pençesinden kurtarmak değilmidir?

Biz diyoruz ki HİÇ BİR DEMOKRASİDE HAİNE İHANET ÖZGÜRLÜĞÜ verilmez.

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutlar, kurtuluş savaşı lideri Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve kurtuluşun diğer kahramanlarını minnet, şükran ve rahmetle anıyorum.