İSTANBUL’UN SEÇİMİ

LİYAKAT MI?

 

Siyaset, millete hizmet etmek üzere seçmenden yetki alarak, seçmenin ihtiyaçlarını karşılamak, kentin sorunlarını çözmek ve katma değer üreterek kentin gelişimini sağlayarak milletin yaşam kalitesini yükseltmek sanatıdır.

Mahalli seçimler dediğimiz, yaşadığımız bölgedeki belediye başkanlığı seçimleri 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olup en önemli seçim bölgesinden biride İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi.

İki aday var, birisi Milliyetçi Hareket Partisi tarafından desteklenen Adalet ve Kalkınma Partisinin İstanbul Milletvekili ve 27 dönem parlamentosunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığını yapmış Murat KURUM.

İkincisi, halen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten ve eski adı HADEP olan, bir ara Yeşil Sol Parti adını kullanan, son adı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) olarak siyasi hayatına devam eden, hakkında PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olması gerekçesi ile kapatma davası açılan, partinin desteğini almaya çalışan Ekrem İMAMOĞLU.

Allah’ın habibi sevgili peygamberimiz tarafından alınacağı müjdelenen ve Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilen dünyanın göz bebeği İstanbul bir sorunlar yumağı haline gelmiş. Hele hele son yıllarda çok acılarını yaşadığımız deprem olgusu ve şehrin deprem kuşağında olması İstanbul’da yaşayanların korkulu rüyası haline gelmiştir.

Ekrem İMAMOĞLU, İşletme Fakültesi mezunu olup İşletme Yönetiminde Yüksek Lisans sahibidir. Murat KURUM Mühendislik Fakültesi mezunu olup Kentsel Dönüşümde Yüksek Lisans sahibidir. Ekrem İMAMOĞLU’nun arkasında Beylikdüzü Belediye Başkanlığı vardır. Murat KURUM’un arkasında Toplu Konut İdaresinde Yöneticilik ve İklim Değişikliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vardır.

İstanbullu 31 Mart seçimlerinde hangi aday liyakat ehli diye bunlara bakacaktır. Takdir onlarındır. Liyakat okuyarak, öğrenilerek kazanılan bir özelliktir insanoğlunda, bizim üzerinde duracağımız konu ondan daha önemli olan Sadakat tır.

Sadakat bir sonraki yazımızın konusu olup bu yazımızda liyakat üzerinde duracağız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının bu makama layık olup olmadıklarını değerlendireceğiz.

Konu İstanbul ise örneği de İstanbul’dan vermek anlamlı olacaktır. Koca Sultan Fatih Sultan Mehmet Han tüm söylentilere rağmen aile boyu devlete hizmet eden Çandarlı ailesinden Halil Paşa koca sultanın sadrazamıdır. Çok liyakatli bir aileden gelen ve yine o makama gelinceye kadar liyakat konusunda zerre miktar tartışma konusu olmayan Çandarlı Halil Paşa’nın sadakatinde görülen ihaneti nedeni ile sonu idam olmuştur.

Bir başka örnek ise yine Genç Osman olayında yaşanmıştır. Savaşlarda gösterdikleri üstün başarıları tartışmasız olan yani işlerinin ehli olan yeniçeriler Osmanlı Padişahlarının belki de en büyüğü olabilecek karakter ve seciyede olan Genç Osman’ı öldürmeleri bir görevde başarılı olmanın tek seçeneğinin liyakatin olmadığını göstermektedir.

Üstlenilen bir görevde başarının birinci basamağı liyakat ise, yaşanılan sorunların doğru tespiti, bu sorunların çözümünde doğru projeler ve bu projeleri hayata geçirecek doğru ekip kadar önemli olan bir diğer unsur sizin yönetiminizin dışında kalan paydaşlarla eşgüdümlü çalışmadır.

Tüm bunları yaparken temel düşünceniz insana hizmet olarak odak haline gelmez ise, bir başka değişle seçmene hizmet için yine onların takdirleri ile oturduğunuz koltuğun gücünü kişisel hırslarınız ve çıkarlarınız için bir basamak haline getirirseniz siz o koltuk için ne kadar liyakat ehli olursanız olun onu hüsran olacaktır. Maalesef bu başarısızlığın cezasını da o bölgede yaşayan insanlar çekmektedir.

Şimdi İstanbul özelinde liyakat ehli olarak görülüp İstanbul’un emanet edildiği Ekrem İMAMOĞLU ne yapmıştır.

Seçimleri kazandığının ertesi günü siyasi hedefinin Cumhurbaşkanlığı olduğunu ima ve ifade ederek tüm projeksiyonlarını ona göre yapmıştır. İstanbulluya verdiği sözleri unutarak Cumhurbaşkanlığına giden yolunu açabilmek için her merci ile ilişkiler kurmaya çalışmış İstanbul’a hizmet etmeyi unutmuştur. Hatta bu yolu açık tutabilmek için içeride ve dışarıda kendi parti politikalarını ve Türkiye Cumhuriyetinin ali menfaatlerini bile görmezden gelerek başka siyasi partilerin genel başkanları ve başka ülkelerin büyükelçileri ve devlet başkanları ile ilişkilerini sıcak tutmaya çalışmıştır.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını unutup Türkiye’yi karış karış gezen Ekrem İMAMOĞLU, gittiği her bölgenin siyasi ve inançlarına göre şekil almış siyasetin temiz ve masum taraflarını hayatından çıkararak niye seçildiğini ve kime hizmetle mükellef olduğunu unutmuştur.

Bir mahalli idarenin başkanı olup o yörenin sorunları ve çözümleri üzerine çalışması için milletten yetki alan Ekrem İMAMOĞLU, kişisel hırsları, egosu, bencil davranışları sonucu hem İstanbulluya bir şey kazandırmamış hem kendi partisi ile, hem iktidar ile ve hem de muhalefet partileri ile kavga eder hale gelmiştir.

Seçimlerden önce Büyükşehir Belediyesinin bütçe büyüklüğüne dikkat çekerek sözüm ona yapılacak tasarruf tedbirleri ile hiç kimseye ihtiyaç duymadan sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bütçesi ile tüm sorunların çözülebileceğini söyleyen Ekrem İMAMOĞLU, yapamadığı veya yapmadığı hizmetler hatırlatıldığında, belediye meclisinde önünün kesildiğini, iktidarın projelerine ve kredi taleplerine onay vermediği yalanları ile başarısızlığını perdelemek istemiştir.

İstanbul’un en temel sorunu olan, ulaşım, altyapı ve deprem konularında kendi ürettiği hiçbir projesi olmayıp, para ile beslediği bazı basın yayın organları ile iyi bir algı yönetimi oluşturarak başarılı belediye imajını çok güzel yapmıştır.

İstanbul’da bir sorun yaşandığında ya tatilde, ya yabancı misyonlarla yemekte ya İstanbul’un dışında bir yerlerde ortaya çıkan bir belediye başkanı şehrine sahip çıkıp işinde başarılı olabilir mi?

Bize göre Ekrem İMAMOĞLU, kişisel çıkarları ve siyasi geleceği için her yolu mubah sayarak asli görevi olan İstanbul’un sorunlarına sırt çevirmesi affedilecek bir hata değildir ve İstanbullu affetmeyecektir.

Bunun yanında kendi tevdi edilen her görevi üstün bir performansla tamamlayan Murat KURUM’u biz ne zaman görsek ya şantiyede, ya da sokaktadır. Onca yaşanılan sel, yangın ve deprem felaketlerinde gece gündüz demeden ve hiçbir arka planı olmadan vatandaşların yanında olan bir profil çizmiştir. Hiçbir eleştiriye konu olacak olay ile ismi anılmamış devlet terbiyesi, tevazusu ile İstanbullunun ihtiyacı olan bir aday profilini ortaya koymaktadır.

İstanbullu 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerinde;

 

YA EKREM İMAMOĞLU DİYECEK, ŞEHİR VE İHANETİ SEÇECEK

YA MURAT KURUM DİYECEK, ŞEHİR VE HİZMETİ SEÇECEK

 

 

KARAR İSTANBUL’DA YAŞAYAN KARDEŞLERİMİZİN