GÖZDEN KAÇANLAR

25 Ekim 2017 Türk siyasi hayatında yeni bir partinin kurulduğu bilgisi ile güne başlar. Milliyetçi Hareket Partisinden ayrılan bir grup siyasetçi yine Türk Milliyetçiliği düşüncesi ekseninde siyaset yapacaklarını beyan ederek siyasi arenada yerini alır.

Bu partinin 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin hemen öncesinde kurulması bu gün bile siyasete kafa yoranların cevap bulmaya çalıştığı bir muamma olarak durmaktadır. Soru şudur; bu parti kurulmuş mudur, kurdurulmuş mudur.

24 Haziran 2018 de Cumhurbaşkanlığı seçimi vardır ve İP ismi ile kurulan parti seçimlere katılamamaktadır. CHP.nin Cumhurbaşkanı adayı Sn.Muharrem İNCE, MHP.nin desteklediği Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN ile seçim yarışı yapacaktır. MHP tarafından desteklenen Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN’ın seçimi kaybetmesi için muhafazakar seçmenin oylarının bölünmesi gerekmektedir. Bunun içinde İP seçimlerde yer almalıdır diye düşünen kafalar çözümü 15 adet CHP milletvekilini 22 Nisan 2018 de İP.ye verir ve İP.ye mecliste grup kurdurur.

Bu hadise için bakın CHP.liler ne demişti. CHP.li Engin ÖZKOÇ ‘’ Söz konusu adalet ise söz konusu demokrasi ise söz konusu güçlü bir Türkiye ise söz konusu vatan ise gerisi teferruattır’’ yine CHP.li Özgür ÖZEL "Giderlerken dönüşleri konuşuldu. Birileri olumsuz bir iklim yaratabileceklerini, onlara hakaret ederek, onları ve yaptıkları görevi itibarsızlaştırabileceklerini düşündüler. Ama bu kamu vicdanından, halkın vicdanından geri tepti. 15 arkadaşımızın yapmış olduğu bu büyük fedakarlık kamuoyunda büyük bir sempati, ilgi ve takdirle karşılandı." devamında ise "Onların gözyaşlarıyla alay etmeye kalkanlar oldu. Ama onların gözyaşlarının saray rejiminin, baskı ve zulüm rejiminin sonlanmasına karşı Türkiye'nin sevinç gözyaşlarına dönüştüğünü gören herkes ve ortaya çıkan bu olumlu iklim, rüzgarı saraydan yana değil, demokrasiden yana estirdi.’’ ifadeleri ile olaya açıklık getirdiler.

İP.yi siyasette var eden sadece bu değil, yine 2018 milletvekili seçim sonucunda İP %9,8 oy almış ve baraj altında kalmış iken CHP ile yaptığı ittifak sonucu 44 milletvekili ile TBMM.de yerini almıştır.

Şimdi kendi davasına ve liderine ihanet ederek başka arayışlara girenler ile ilgili biz hep şunları söyleye geldik. Bir kere satan her zaman satar. Bunu niye söyledik. Yıl 2023 ve bir Cumhurbaşkanlığı ile milletvekili seçimleri yapılmış iki bloğun adayı Cumhurbaşkanlığı için yarışmıştır. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı bir tarafta MHP-AKPARTİ bir tarafta CHP-İP var bu ittifakların.

Millet ittifakında kimler vardı bir bakalım. Türk Milliyetçilerine ve Liderine ihanet eden İP, siyasette varlık sebebi olan AKPARTİ ve onun Genel Başkanına ihanet eden GP ile DEVA, kendini inkar eden DP ve merhum Necmettin ERBAKAN’ın kemiklerini sızlatan SP bu ittifakta yer alır.

Bu çalışmalar başlar başlamaz İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerini kazandığı günün gecesinde Cumhurbaşkanlığı hülyası ile yaşamaya başlayan Ekrem İMAMOĞLU hemen Avrupa’lı devletlerin dikkatini çeker ve büyükelçiler devreye girer. Amaç; Ekrem İMAMOĞLU için Cumhurbaşkanlığı kapısını aralamak, kamuoyu oluşturmak. Bu düşüncenin figüranlarından biride siyasette var oluşunu borçlu olduğu Sn. Kemal KILIÇTAROĞLU’nu ihanet edecek olan İP Genel Başkanı Meral AKŞENER.

Meral AKŞENER’in 15 Temmuz hain darbe girişimi öncesinde başlayan ‘’Ben başbakan olacağım’’ demeçleri hız kesmeden devam eder. Kurulan millet ittifakının adayının kazanacak aday olması gerektiğini bunun için de kamuoyunun sesine kulak verilmesini ısrarlar istemektedir. Ama tüm dünya bilmektedir ki o kamuoyunu ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından beslenen ve fonlanan gazete ve televizyonlar oluşturmakta ve yine parayla satın alınmış anket şirketleri tarafından da servisler yapılmaktadır.

Bunun böyle olduğunu bilen Meral AKŞENER ısrarla yine Avrupa ülkeleri tarafından ifade edilen kazanacak aday açıklamalarına devam etmiştir. Yani aynı Türk Milliyetçilerine yaptığının bir benzerini bu sefer CHP Genel başkanı Sn. Kemal KILIÇTAROĞLU’na yapmaktadır. Yani Sn. Kemal KILIÇTAROĞLU’nu satmaktadır.

Sadece bu değildir. Şöyle düşünelim, bir başka siyasi partinin belediye başkanlarını kendi genel başkanlarına karşı kışkırtmakta, ona karşı aday olmalarını istemektedir. Türk siyasi hayatında böyle bir davranış hiç görülmemiştir. Siyasi hırslarına yenilen İstanbul ve Ankara Belediye Başkanları Avrupa’lı büyükelçilerin teşvik ve destekleri ile okşanan gururlarının esiri olmuştur. Ne gariptir ki hiçbir ahlaki davranışla ifade edilemeyen bu Bizans oyunu CHP.li seçmenlere de Recep Tayyip ERDOĞAN düşmanlığı ifadeleri ile pazarlanmış, onların bu gayri ahlaki siyaset anlayışının meşru gibi görülmesine neden olmuştur. Hatta Meral AKŞENER daha da ileri giderek Ekrem İMAMOĞLU ile ilgili mahkeme kararı açıklandığında hemen İstanbul’a giderek bu olayı ‘’ÇAK’’ yaparak kutlamışlardır. Bunun üzerine CHP Genel Başkanı Sn. Kemal KILIÇTAROĞLU ile görüşüp görüşülmediği sorulduğunda “Kılıçdaroğlu’nu aradım, telefonu kapalıydı. Ben de Almanya meselesini unutmuşum, uçakta zannettim sonra anlaşıldı ki bir programdaymış. Yanlış anlaşılmasın izin almaya aramadım, öyle bir durum yok. Zaten kimseden izin alma mecburiyetim yok, söyleyeni de fena çarparım.’’ deme cüretini göstermiş fakat ne yazık ki yine hiçbir CHP.li buna itiraz etmemiştir.

Bir Cumhurbaşkanlığı koltuğunun Sn. Kemal KILIÇTAROĞLU nezdinde bedeli, başka partilere peşkeş çekilen 40 milletvekili, 5 parti başkanı ve iki belediye başkanına sunulan 7 Cumhurbaşkanı yardımcılığı, 1 partinin başkanına söz verilen 3 bakanlık ve bir MİT başkanlığı imiş.

Şimdi tüm bu gayri ahlaki davranışlara 2024 Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimlerinde yenileri eklenecek mi merak edilen bu. Acaba Meral AKŞENER’in 14-28 Mayıs tarihlerinde başını döndüren Başbakanlık hayali olmayan bu seçimlerde talepleri ne olacak, yukarıda anlatmaya çalıştığım kirli pazarlıklar yine yapılacak mı, 40 CHP.liye ait milletvekili koltuklarına yine yeniden CHP.lilere ait kaç belediye başkanlığı koltuğu ve kaç belediye meclis üyeliği başkalarına verilecek.

Bekleyip göreceğiz.