Soykırımcı İsrail ve onun destekçileri dünyanın gözünün içine baka baka soykırım yapmaktadır. İnsanlık alemi de maalesef kötü bir imtihan vermektedir. Yapılan bu katliamı ve soykırımı görmezden gelen milletlerin ve devletlerin tarihlerine kara bir leke çalınmıştır. Bu sessizlik ve tavırsızlık İnsanlık Aleminin ileride daha büyük olumsuzluklara gebe olduğunu gösteriyor. Konut, ibadethane, hastane, okul hiçbir ayrım yapmadan yirmi dört saat sivil halkın üzerine bomba yağdıran Siyonist İsrail bu yaptığının bedelini her iki cihanda da ödeyecektir. Hiç şüphesiz herkes kendi duruşunun ve tavrının hesabını verecektir. Burada mühim olan Devletimizin duruşu ve eylemleridir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de milletiyle birlikte gerekli tepkiyi ve duruşu en üst perdeden göstermiştir. Daha da mühim olanı  "Toplumsal Tepki ve Toplumsal Şuur "  bu noktada bizlere ve Sivil Toplum Kuruluşlarına büyük görev düşmektedir. Bilinç oluşturma, tarihi süreci aktarma, tepkileri çoğaltma ,telin toplantıları yapmak v.b sıralayabileceğimiz bir dizi ikaz mahiyetli aracı devreye sokmalıdır.

         Türk milleti dil, din, ırk ve mezhep hiçbir ayrım yapmadan mazlumun yanında olmanın yüksek gururunu tarih boyunca yaşamıştır. Bu özellik bizim genlerimizde vardır. Bizim adaletimizden ve merhametimizden düşmanımızın bile şüphesi yoktur. Aziz Türk milleti ve onun Devleti kıyamete kadar nerde bir mağdur ve mahzun varsa onun koruyucusu olmaya devam edecektir. Büyük Devlet ve büyük millet olmanın haklı gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Mazlum Filistin halkı haklı davasında istediği sonucu eninde sonunda alacaktır. Yapılan mücadele vicdan sahibi her dünya vatandaşının takdirini kazanmıştır. Vicdan sahibi bir insanın bu katliamı onaylaması mümkün değildir. Küresel güçlerin bütün argümanları kullanarak kendilerini haklı gösterme çabaları beyhudedir.

        Bizlere düşen fiziki ve fiili duadır, duruştur, tavırdır. Hissiyatımızı bozmadan organizasyonlar yapmaktır. Konuyla ilgili tarihi süreci iyi anlatmaktır. Kudüs 'ün bizim için, İslam alemi için, insanlık için önemini vurgulamamız lazım gelmektedir. O bölgenin huzurlu günlerinin bizim hâkimiyetimizdeki günlerde olduğunu yeni nesillere anlatmamız gerekmektedir. Selahaddin Eyyubi’yi, Yavuz Sultan Selim Hanı, Abdülhamid Hanı, Osmanlı’nın kurmay heyetinin ve subayların mücadelesini tarihi vesikalarla ortaya koymalıyız.

       Müslümanların ilk kıblesi bağımsız olacaktır. Bundan dost düşman kimsenin şüphesi olmasın. Filistin Devleti hür, bağımsız ve müstakil bir şekilde vücut bulacaktır. Bu direniş, mazlumların kanı ve akan gözyaşları Müslüman âleminin uyanışına vesile olsun. Rabbim tüm şehitlerimizin makamlarını Âli eylesin. Azimlerini kavi eylesin. Seksen beş milyon tüm halkımızı bir ve beraber eylesin. En büyük gücümüz  "Birlikteliğimizdir " bunu bozmayalım ve kimseye de bozdurmayalım. Sürekli çalışalım, ekonomimizi ve sosyal bünyemizi güçlendirelim.

Çünkü bütün soydaşlarımızın, din kardeşlerimizin ve dünya mazlumlarının gözü ve beklentisi TÜRKİYE CUMHURİYETİ ve onun kıymetli vatandaşlarındadır. Devletimiz gücü nispetinde her yere yetişmeye çalışırken bizler de sorumluluğumuzu bilelim...

     Mazlumun, mahzunun, garibin, gurebanın ve mağdurun olmadığı bir dünya hayaliyle....