Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Üyesi ve Doğal Taş, Mermer ve Hazır Beton Komitesi Başkanı Ali İhsan Güçlü, “Kudüs’süz olmaz” başlığıyla yazılı bir açıklama yaptı.

Güçlü, Kudüs meselesinin bütün insanlık âleminin meselesi olduğunun altını çizdiği yazısında şu ifadelere yer verdi; Müslümanların ilk kıblesi, İsra ve Miraç mucizelerinin şahidi olan Kudüs, Mekke ve Medine ile birlikte ziyaret edilecek yegâne kutsal şehirdir. Kur' an- ı Kerimde "Mübarek Belde" olarak tanıtılan Kudüs, semavi dinler açısından son derece önemli bir şehirdir. İslam kaynakları peygamberler şehri Kudüs'ün tarihini Hz. Âdem ile başlatır. Yeryüzünde Kâbe' den 40 yıl sonra ikinci mescidin inşa edildiği Kudüs, İslam geleneğinde kuruluşundan beri Tevhid merkezi olarak benimsenir. Hz. Âdem'den Hz. İbrahim'e, Hz. İbrahim'den de Hz. Muhammed'e (s.a.v) kadar nübüvvet zinciri hiç kopmamıştır. Bu zincirin son halkası Peygamber Efendimiz İsra ve Miraç tecrübesini bu kutlu mekânda yaşamıştır.

Bu sebeplerledir ki Kudüs meselesi sadece Arapların değil başta bütün Müslümanların ardından bütün insanlık âleminin meselesidir. Dolayısıyla dünya devletleri ve milletleri konuya bigâne kalmamalıdır. İnsanlık âlemi ve dünya devletleri vicdanlarının sesini dinleyip olaya tez zamanda müdahale etmelidir. Siyonist İsrail devleti dünyanın gözünün içine baka baka katliam yapmaktadır. Filistin meselesi ve Kudüs her Müslümanın ve kendisini insan hisseden herkesin birinci meselesidir. Gazze başta olmak üzere o bölgedeki tüm beldeler özgürlüğüne kavuşana kadar öncelikli gündemimizdir. Katliamın boyutu her geçen gün vahşileşmektedir. Uluslararası kuruluşların hiçbir fonksiyonu kalmamıştır. İki devletli çözüm bölgeye huzur getirecektir. Aksi halde bu kaos bütün bölge ülkeleri başta olmak üzere, tüm dünyanın huzurunu daha da kaçıracaktır.

Kudüs bizim için Hz. Peygamberin vasiyeti, Hz. Ömer' in yadigârı, Selahaddin Eyyubi'nin armağanı, ecdadımızın kutlu mirasıdır. Nasıl ki Balkanlar Osmanlı zamanında huzuru bulmuş ve bütün milletler, dinlerini yaşayarak bir birliktelik ortaya koymuşlar, aynısı o bölgede de olmuş ve 401 yıl boyunca ecdadımızın idaresinde sükûnet içinde bir yaşantı olmuştur. Temennimiz Filistin halkının bir an evvel özgürlüğüne kavuşmasıdır.

Mazlum Filistin halkı bu haklı davasında kesinlikle yalnız değildir. Yalnız da kalmayacaktır. Konu dünya ve ülke gündeminden düşmemelidir. Bebeklerin katline cevaz verenler, hiçbir kutsala saygısı olmayanlar her iki cihanda da bedbaht olacaktır. Herkes kendi imtihanını veriyor. Aziz Türk halkı devleti ve milletiyle her yerde, her zaman olduğu gibi elinden geleni ve fazlasını yapıyor. İnşallah daha da fazla bir şekilde yapmaya devam edecektir. Filistin başta olmak üzere nerede bir mazlum ve mağdur varsa yüce Rabbimiz yâr ve yardımcısı olsun...” dedi.