- GENEL AF YASASINDA NEREYE GELİNDİ, GERÇEKTEN GENEL AF YOLDA MI?
Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ geçtiğimiz günlerde Kocaeli’nde basına 10. Yargı Paketi konusunda detaylı bir açıklama yaptı ve genel af yasasına dair önemli noktalara değindi. TUNÇ, kamuoyunda 10.Yargı Paketinin ‘’Af Yasası’’ olarak dillendirildiğini ancak bunun doğru olmadığını, genel af yasası adı altında bir düzenlemenin paketin konusunu oluşturmadığını ancak infaz düzenlemelerini konu edinmesi nedeniyle ‘’denetimli serbestlik güvenlik tedbirinde yapılacak düzenlemeler neticesinde mahkumların daha erken tahliye edilebilmesinin önünü açan bir düzenlemeyi içerdiğini’’ aktarmıştır.
Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ: ‘’55 bin kişinin genel af neticesinde tahliye edileceğine dair bilgiler gerçeği yansıtmamaktadır. Ancak bu tür bilgilerin kaynağını ise COVİD döneminde meclis tarafından COVİD-19 virüsünün yayılımın önüne geçilmesi amacıyla verilmiş bulunan COVİD izni oluşturmaktadır. Bu izinlerden bazı vatandaşlarımız kendinden kaynaklı olmayan sebeplerden dolayı yararlanamamış olup bu vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda tahliye talepleri yeniden değerlendirme konusu edilebilecektir. Şöyle ki;
COVİD izni neticesinde, açık cezaevindeki hükümlüler 3 yıl boyunca izne gönderilmişti. Kapalı cezaevindeki hükümlülerin ise henüz kapalı cezaevindeki süresi dolmadan, COVİD tehlikesini ortadan kaldırmaya yönelik olarak açık cezaevine gönderilmeleri şeklinde düzenleme yapılmıştı. Bu düzenlemelerden yararlanacak olanların kapsamı ise 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle hükümleri kesinleşmiş olarak cezaevinde bulunanlar olarak belirlenmiştir.
31 Temmuz 2023 tarihinde hükümleri kesinleşmiş olarak cezaevinde bulunanlardan önce suçu işlediği halde yargılaması uzun sürdüğü için yani kendinden kaynaklanmayan bir sebep dolayısıyla bu düzenlemeden yararlanamayan vatandaşlar bulunmaktadır. Bu vatandaşlarımızın talepleri neticesinde ‘’ARTIK 31 TEMMUZ 2023 TARİHİNDE HÜKMÜ KESİNLEŞMİŞ BİR ŞEKİLDE CEZAEVİNDE BULUNAN HÜKÜMLÜLER DE TAHLİYE KONUSUNDA YENİDEN DEĞERLENDİRME KONUSU EDİLEBİLECEK.’’
Şeklinde bu hükümlülerin talebiyle ilgili bir durumun söz konusu olduğu, bu taleplerin 10. Yargı Paketinin içeriğindeki düzenlemelerden birisi olduğu, Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ tarafından ifade edildi.
- TRAFİK SUÇLARIYLA İLGİLİ NE TÜR BİR DÜZENLEME YOLDA?
Trafik suçlarına yönelik olarak Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ, Trafik kurallarını ihlal nedeniyle kesilen idari para cezalarının caydırıcı olmadığını ve caydırıcılığıyla alakalı bir çalışmanın söz konusu olduğunu dile getirdi.
Devamında ise toplumda çok büyük rahatsızlık uyandıran bu nedenle de Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmesi gereken trafikte işlenen belli davranışlar olduğunu belirterek bunlara örnek verdi. Bu örneklerden birisi:
->Trafikte yol kesme olarak adlandırılan ‘’Şehir Eşkiyalığı’’ diğer bir deyişle ‘’Magandalık’’ suç olarak TCK’ye ekleniyor.
- DÜĞÜNLERİN EĞLENCESİ OLARAK GÖRÜLEN KURUSIKI SİLAHLARA YÖNELİK DÜZENLEME DE PAKETİN İÇERİĞİNDE YER ALIYOR.
Düğün, nişan gibi toplu etkinliklerde havaya sıkılması nedeniyle bir sürü masumun canının yanmasına sebep olan kurusıkı tabanca da dahil olmak üzere, bu tür etkinliklerde silah atılmasına yasak geliyor. Artık düğün gibi etkinliklerde kurusıkı da dahil silah atılması ciddi yaptırımlara bağlanacak.
- YARGILAMA SÜRESİNİN KISALTILMASI YÖNÜNDE DÜZENLEME DE PAKETTE YER ALMAKTA.
Sayın Adalet Bakanımız; duruşmalar arası sürenin en uzun 2 ay olarak belirlenebileceğini, istinaf ve temyizde 6 ay içinde karar verilmesini sağlayan mekanizmaların devreye sokulacağını ifade etmiştir.
- KAMU DÜZENİNİ BOZMA TEHLİKESİ, TUTUKLAMA NEDENİ Mİ SAYILACAK?
10. Yargı Paketinin beraberinde yeni bir tutuklama nedeni oluşturularak tutuklama kararı verilebilmesinin çerçevesi genişletilmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. Maddesine ek olarak hakimlerin tutuklama kararına hükmederken kullanmış olduğu argümanlar bu sayede genişletilmiş ve hakimler daha geniş bir tutuklama takdir yetkisine sahip olmuştur. Suçun işleniş şekli, kişinin suç işleme eğilimi ve kamu düzenini bozma tehlikesi unsurları birlikte değerlendirilerek CMK’ye göre hakimlere tutuklama yönünde bir takdir yetkisinin tanınması paketin bir diğer önemli maddesini teşkil etmektedir.
Kamu düzeni kavramı İdare Hukuku’nda tanımı en zor yapılan ve geniş perspektifli bir kavram olup tam anlamıyla sınırları oluşturulabilen bir kavram değildir. Bu nedenle de ‘’kamu düzenini bozma tehlikesine istinaden tutuklama kararı verilmesi’’ TCK’nin en önemli ilkelerinden birisini oluşturan ‘’Suçta ve Cezada Kanunilik ile Hukuki Güvenlik ve Belirlilik’’ ilkelerine aykırılık teşkil edecek midir? Bu durum hukuk camiasında son derece tartışmalıdır.
- İNFAZ KANUNU’NDA YAPILAN DÜZENLEMEYLE BİRLİKTE TOPLUMDAKİ CEZASIZLIK ALGISI ORTADAN KALKACAK.
Adalet Bakanı TUNÇ; Ceza İnfaz Kanunu’nda değişikliklerin olduğunu ve bu değişikliklerin toplumdaki cezasızlık algısını ortadan kaldıracağını ve denetimli serbestlikle ilgili uygulamada yaşanan bazı sorunların da çözüme kavuşacağını ifade etmiştir.
TCK’de kısa süreli hapis cezası öngörülen bazı suçlarda Ceza İnfaz Kanunumuza göre hiç yatarının olmaması, son zamanlarda sürekli eleştiri konusu olmuştur. Buna yönelik olarak yeni yargı paketiyle beraber iki (2) yılın altında kalan suçlarda yatar cezanın 1/5’inin cezaevinde geçirilmesinin önü açılmıştır.
İnfaz kanununda yer alan bir diğer değişiklik ise, mükerrir olanların cezasının kaçta kaçını cezaevinde geçireceğini belirlemeye yöneliktir. Şöyle ki:
Bir kişi ilk kez suç işlediğinde ‘’Koşullu Salıverilme’’ süresi ½ olarak belirlenmiştir. Kısacası cezasının yarısını cezaevinde geçirecektir.
İkinci kez suç işlediğinde bu oran 2/3 olarak değişim göstermektedir. Yani cezasının üçte ikisini cezaevinde geçirecektir.
Üçüncü kez suç işlediğinde ise bu oran 4/4 yani tamamının cezaevinde geçirilmesi şeklindedir.
Türk Hukuk Dünyası Akademisyenlerinin görüşleri uyarınca üçüncü kez suç işlenmesi durumunda cezanın tamamının infaz edilmesinde hakkaniyete aykırılıklar ve adalet duygusuna zarar veren hususlar bulunduğundan itiraz edilmiş ve bu oranın ¾ şeklinde revize edilmesi görüşü ortaya atılmıştır.
Yukarıda ifade edilen bu hususlar İnfaz Kanunumuzdaki değişikliklerle birlikte toplumdaki cezasızlık algısının değişime tabi tutulacağını da ortaya koymaktadır.
Av. Bedirhan ÖZSOY
Benzer Yazılar İçin: https://www.bedirhanozsoy.av.tr