Gölbaşı Belediye Meclisi ağustos ayı son oturumu gerçekleşti.

Gölbaşı Belediye Başkanvekili Özer Polat başkanlığında gerçekleşen son oturumda gündem maddelerinin okunmasının ardından meclis gündem dışı konuşmalarla sona erdi.

Gündem dışı söz alan MHP Ankara Büyükşehir ve Gölbaşı Belediye Meclis Üyesi Oğuz Kağan Tanrıverdi, Hz. Muhammed’in torunu Hazreti Hüseyin ve 71 kişinin Kerbela’da şehit edilmesinin yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı

MHP Ankara Büyükşehir ve Gölbaşı Belediye Meclis Üyesi Oğuz Kağan Tanrıverdi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“Hicri takvim, peygamber efendimizin (s.a.v) Mekke-İ Mükerreme’den Medine-İ Münevvere’ye Hicret ettiği sene esasıyla, kameri ayların temel kabul edildiği takvimdir. 19 Temmuz 2023 tarihi itibari ile hicri yılbaşı ile yeni yıla girilmiştir. Hicri takvimin ilk ayı muharrem ayıdır.

Muharrem ayı aynı zamanda hepimizin ortak acısı, tarihimizin yürek yarası olan Kerbelâ olayının yaşandığı aydır. Allah’ın habibi ve son peygamber Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) torunu Hz. Hüseyin efendimiz ve çoğu ehl-i beytten olmak üzere, beraberindeki yetmişten fazla müslüman, kerbelâ'da şehadet şerbeti içmiştir.

Hz. Hüseyin, sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Çok sevdiği, "dünyanın iki çiçeği" ve "cennet çocuklarının efendileri" diye övdüğü ve "Allah’ım, ben onları seviyorum, sen de sev" diye dua ettiği iki torunundan birisidir. Hz. Hüseyin'in siyasi ihtiraslar uğruna acımasızca şehit edilmesi, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Ve o'nun ehl-i beytini seven bütün müminleri derinden yaralamış ve üzmüştür.

Hz. Ali ve Muaviye arasında gerçekleşen Sıffın Savaşı’nın ardından Müslüman dünyasında ayrılıklar baş göstermiştir. İslam dünyası iki ayrı yönetim tarafından idare edilmeye başlanmıştır. Kûfe, Hz. Ali’nin halifeliğinde, Şam başkent olmak üzere Hz. Muaviye’nin yönetimindeydi. Hz. Ali bir harici tarafından öldürülünce, Hz. Hasan halifeliği Hz. Muaviye’ye bırakmak zorunda kalmıştır. Ancak bu feragat Muaviye’den sonra halifenin, Hz. Ali’nin diğer oğlu Hz. Hüseyin’e devredilmesi şartı ile gerçekleşmiştir. 

Muaviye öldükten sonra yerine söz verildiği gibi Hz. Hüseyin değil, Muaviye’nin oğlu Yezid geçmiştir. Yezid, halifelik makamına geçer geçmez iktidarını ve otoritesini sağlamlaştırmak maksadıyla Medine valisine, kendisine itaat etmeleri konusunda mektup yazmıştır.

Yezid'in halifeliğini kabul etmeyen kufeliler de Mekke’ye gelerek, Emevîlere karşı birlik olma teklifiyle Hz. Hüseyin ve akrabalarını şehirlerine davet ettiler.

Daha önce hem babası Hz. Ali'ye hem de ağabeyi Hz. Hasan'a ihanet eden kufelilerin bu teklifine şüpheyle yaklaşan Hz. Hüseyin, öncü olarak amcasının oğlu müslim bin akil'i kufe'ye gönderdi.

Kufelilerin halifeliğine biat etmesini memnuniyetle karşılayan ama Müslim’in öldürmesinden haberdar olmayan Hz. Hüseyin, aile fertleriyle kufe'ye doğru yola çıktı.

Kufe valisi Ubeydullah Bin Ziyad'ın bin askerle gönderdiği Hürr Bin Yezid, kafilenin yola devam etmesine izin vermeyerek, Hz. Hüseyin'e validen yeni bir emir gelinceye kadar Kufe ile Medine arasında bir yol takip etmesini söyledi.

Bunun üzerine Fırat nehri kenarındaki Kerbela Çölü'ne önce Hz. Hüseyin, sonra Yezid’in komutanı Ömer Bin Sa'd vardı. Kufe Valisi Ubeydullah, Ömer'e, Hz. Hüseyin'den Yezid adına biat almasını, aksi halde suyla bağlantısının kesilmesini emretti. Biat teklifini kabul etmeyen Hz. Hüseyin ve yanındaki çocuk ve kadınlar Kerbela Çölü'nün ortasında susuz bırakıldı.

Durum değerlendirmesi yapan Hz. Hüseyin ve beraberindekiler, zulme boyun eğmemek için çarpışarak Allah yolunda ölmeyi tercih etti. Çarpışmada, Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin ve aralarında kadınların, çocukların da olduğu 71 yakını şehit olurlar.

İslam tarihinin en acı günü olan bugünü bakın şair nasıl yorumlamış.

Kerbela çölünü anlatsam sana.

Derya ağlar deniz ağlar kum ağlar.

Yandı ciğerlerim döndü büryana.

Ataş ağlar kebap ağlar köz ağlar.

 

Ehlibeyt'in gördüğü kanlı zulüm.

Sustu konuşmuyor lal oldu dilim.

İmam hüseyin'im, kesildi serin"

Toprak ağlar sahra ağlar çöl ağlar.

Bir başka şairimiz de;

Kerbelâ'yı yalın ayak yürüdüm

Sana geldim can hüseyin merhaba

Su içmedim yudum yudum kurudum

Sana geldim can hüseyin merhaba

 

Ben düşmüşüm erenlerin derdine

Canım kurban kerbelâ'nın merdine

Gözlerimle su getirdim yurduna

Sana geldim can hüseyin merhaba

Kerbela şehitlerini rahmet minnet ve şükranla anıyoruz”