Gölbaşı Belediye Meclisi ağustos ayı son oturumu gerçekleşti.

Gölbaşı Belediye Başkanvekili Özer Polat başkanlığında gerçekleşen son oturumda gündem maddelerinin okunmasının ardından meclis gündem dışı konuşmalarla sona erdi.

Gündem dışı söz alan MHP Gölbaşı Belediye Meclis Üyesi Savaş Mülazimoğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı’na ilişkin açıklamalarda bulundu

MHP Gölbaşı Belediye Meclis Üyesi Savaş Mülazimoğlu,

“Perşembe günü yaptığımız konuşmamızda Malazgirt Savaşı sonuçları ile ilgili Haçlı Seferlerinin başlamasına sebep olmuştur demiştik. Peşpeşe düzenlenen bu Haçlı Seferleri Anadolu topraklarında Türk’ün çelik iradesi karşısında sonuçsuz kalmış olmasına rağmen, Hilal’e savaş açmış Haçlı zihniyeti bu mücadeleden asla vazgeçmemiştir.  İşte, Anadolu’yu vatan yapanları geri göndermek isteyen bu çapulcu güruhu ne hazindir ki, ne tarihten ders almış, ne insanlıktan nasiplenmişler Anadolu topraklarını bu sefer de Sevr denen bir paçavra ile paramparça etmişlerdir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki;

“Büyük devletler kuran atalarımız, büyük ve yaygın uygarlıklara da sahip olmuşlardır. Bunu aramak, incelemek, Türklüğe ve cihana bildirmek, bizler için bir borçtur.”

“Türk evladı, ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” demek ki ecdadımızı tanımak, onların yaptıklarını hem kendi gençliğimize ve hem cihana anlatmak bizim için bir görevdir. O halde tarih bir ibrettir. Tarih olayların ilmidir. Tarih, sonuçları sebeplere bağlayan ilimdir. Tarih insanlığın gerçek romanıdır. Tarih, belgeler aracılığı ile geçmişi kurgulama girişimidir. Tarih içimizde yaşayan canlı mazidir. Tarih ibretler hazinesidir. Tarih milletler için milli şuur, milli ruh kaynağıdır. Netice itibariyle tarih bir milletin hafızasıdır. Öyle ise tarihi öğrenmek ve gelecek nesillere aktarmak bir hamaset değil her Türk evladının yapması gereken bir ödevdir. Eğer tarihi öğrenip öğretmez isek, Kıbrıs’taki Türk askerine işgalci diyene verecek cevabımız, 23 Nisan’dan sonraki gün diye başlayan Ermeni sevicilerine söyleyecek sözümüz, olmaz. İşte bunları öğrenip öğretmediğimiz zaman kendisine kızıl sultan, yönetimine istibdat yaftası vuranlara şu mısraları bir kez daha okumak zorunda kalırız.

Târihler ismini andığı zaman, sana hak verecek, ey koca sultan:

Bizdik utanmadan iftira atan, asrın en siyasi padişahına.

"Padişah hem zâlim, hem deli" dedik, ihtilâle kıyam etmeli dedik;

Şeytan ne dediyse, biz "beli" dedik; çalıştık fitnenin intibahına.

Divâne sen değil, meğer bizmişiz, bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.

Sade deli değil, edepsizmişiz. Tükürdük atalar kıblegâhina.

Son pişmanlık ne yazık ki fayda etmiyor. Ve bu aziz milletin önüne Sevr paçavrasını koyuyor o karanlık dünyanın emperyalist güçleri. Ama biri var, o birini şair şöyle anlatıyor. Onu tarihe sorun, yoktur eminim bir eşi,

O güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi!

Sözü halkın dilidir, gözleri hakkın ateşi,

O güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi!

İşte onun adı Mustafa Kemal’dir.

19 Mayıs 1919 da çıkmış olduğu yolculuğun sonuna yaklaşmıştır gazi. İstanbul’dan ayrılırken boğazdaki düşman donanmasına geldikleri gibi giderler demişti. Ve öyle de oldu.

Türk milleti onun liderliğinde Dumlupınar’da muazzam bir zafere, yankıları halen süren bir kahramanlık destanına imza atmıştır.

Esaret emelleri, emperyalist hevesler, düşman tasallutu, küresel abluka milletimizin tertemiz ve imanlı mücadelesiyle hem kırılmış hem de püskürtülmüştür.

30 Ağustos vatanımızın üzerindeki kara bulutları dağıtan, geleceğimizin önündeki kalın duvarları yıkan milli diriliş olarak milli vicdanlardaki yerini almıştır.

Kanlarıyla destan, Cesaretleriyle tarih yazarak bize vatan bırakan tüm şehitlerimize Cenab-I Allah’tan rahmet diliyorum.”