Uluslararası Örgütler: Etkinliklerini Kaybediyor mu?

 

Uluslararası ilişkilerde yaşanan gelişmeler, uzun yıllardır dünya siyasetini şekillendiren uluslararası örgütlerin etkinliğini sorgulamamıza neden oluyor. Birleşmiş Milletler (BM), NATO gibi yapılar hâlâ küresel güvenliği sağlamada etkili mi, yoksa mevcut düzenin içinde kaybolup gidiyorlar mı? Son yıllarda artan krizler ve bu örgütlerin tepkisizliği, reform ihtiyacını her zamankinden daha fazla gündeme getiriyor.

 

BM: Barışı Sağlamak mı, Güçlüleri Korumak mı?

 

BM, özellikle Güvenlik Konseyi yapısı nedeniyle büyük eleştirilere maruz kalıyor. Veto hakkına sahip beş daimi üye (ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere), çıkarlarına ters düşen kararları engelleyebildiği için bu yapı çoğu zaman etkisiz kalıyor. Örneğin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında BM’den somut bir adım gelmedi. Benzer şekilde, İsrail-Filistin krizinde de BM’nin yaptırım gücü olmadığı için sadece diplomatik açıklamalarla sınırlı kaldığını gördük.

 

Türkiye, bu konuda uzun süredir reform çağrısı yapan ülkeler arasında. “Dünya beşten büyüktür” söylemi, aslında BM sistemindeki adaletsizliğe karşı bir eleştiri olarak öne çıkıyor. Ancak reform önerileri yıllardır gündeme gelmesine rağmen somut bir değişim gerçekleşmedi. Türkiye gibi bölgesel öneme sahip güçlerin, gelişmekte olan ülkelerle birlikte hareket ederek reform baskısını artırması gerekiyor.

 

NATO’nun Genişleme Politikası ve Türkiye’nin Konumu

 

NATO’nun son yıllardaki genişleme politikası, özellikle Rusya ile olan gerilimi artırdı. İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği, NATO’yu güçlendirdiği kadar yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Bu noktada Türkiye’nin pozisyonu önemliydi; özellikle İsveç’in NATO’ya katılım sürecinde Ankara, terör örgütlerine karşı somut adımlar atılmasını şart koşarak üyeliği bir süre engelledi.

 

Ancak NATO içindeki Türkiye’nin rolü zaman zaman sorgulanıyor. ABD’nin YPG/PYD ile ilişkileri, F-35 programından Türkiye’nin çıkarılması gibi gelişmeler, ittifak içinde bazı soru işaretleri doğuruyor. Türkiye’nin NATO’dan tamamen kopması şu an için gerçekçi görünmese de, çok taraflı bir dış politika izleyerek hem NATO içinde hem de dışında denge politikası yürütmesi gerekiyor.

 

Türkiye’nin Uluslararası Örgütlerdeki Geleceği

 

BM ve NATO gibi yapılar, bugünün dünyasında hâlâ önemli bir yer tutuyor ancak etkinlikleri giderek sorgulanıyor. Türkiye, bu süreçte sadece eleştiren bir pozisyonda kalmamalı, aynı zamanda çözüm üreten bir aktör olmalı. BM reform sürecinde daha aktif rol almak, NATO’da kendi çıkarlarını daha güçlü savunmak ve bölgesel iş birliklerini artırmak, Türkiye’nin uluslararası arenada daha etkin bir konuma gelmesini sağlayabilir.

 

Sonuç olarak, uluslararası örgütler değişen dünya düzenine ayak uydurmazsa meşruiyetlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği ise önümüzdeki yıllarda uluslararası ilişkilerdeki konumunu belirleyen en önemli unsurlardan biri olacak.